15 Aralık 2011 Perşembe

BENİM GERÇEKLERİM

Kural 1: Beni mimleyen sevgili Dürr-i Yekta teşekkür ederim...
Kural 2: Hakkımda ki yedi gerçek:)

1: Hayatımda ilk önce ailem ve Aynur Ablam geliyor en büyük gerçeklerim:)
2: Düşüncelerim hep nettir... Karşımdakinden de aynı netliği beklerim
3: Yalan söyleyemiyorum ne sorulsa otamatik cevap veriyorum
4: Duygularım hemen yüzüme ve sesime yansır
5: Tamam bu son derim ama gene yardım ederim yakınımdakilere isimleri lazım değil:)
6: Asla tahammül edemiyorum iletişimsizliğe...
7: Burda tıkandım ne desem:) Tamam buldum sabırlıyım ben gerçekten de çok sabırlıyım... Tabi birde taşması var:)

1 Aralık 2011 Perşembe

EY AŞK


Ey aşk
Sular gibi çağlasanda
Söndüremezsin içimde ki yangınları
Yansın yangın yeri yüreğim sevdalardan
Hangi kurşun yaralar ki yüreğimi
Attığın apansız kurşunlardan
Ey aşk rüzgar gibi esip dursanda
Hasreti özlemi yüzüme vursanda
Gönlümde hep sonbahar kış olsanda
Savrulmaz umutlarım bir yerden başka bir yerlere...
Sen beni yorsanda...

Ey aşk
İçimde hep hüzünsün
Gözlerimde yaş
Sana olan tazeliğimle bitmez  bu telaş
Sen böyle geceden sabaha dolaş
Yüreğim hep senindir ey aşk
Sonsuza dek bitmez
Hasretimle düşlerim arasında ki bu savaş...

24 Kasım 2011 Perşembe

24 KASIM

Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır...
K.ATATÜRK

Öğretmenim geldi aklıma... Şenol TOKLUCU... Okulun ilk günü annem bir güzel ellerimden tuttu ve okulun içindeydim. Hatırlamıyorum sınıfa kim götürdü bizi. Sınıftayız ve biri girdi içeri kapkara.O kadar korktun ki dün gibi aklım da. Soluğu dışarı da almıştım. Malum yaya geçitleri günümüz de bile çok yaygın değilken yirmi iki yıl önce nasıl olsun. Geçemedim bir türlü karşıya. Çocuk gözüyle karnı kocaman uncu amca geçirmişti karşıya:)Sonun da eve varmıştım. Yön kavramın o zaman da iyiymiş:) Annem daha sofranın başın da çayını yudumlarken beni görünce kala kaldı birden. Yine tuttu elimden doğru okula:) Meğer öğretmenim yaz tatilin de bayağı yanmış:) Yaşıyorsa eğer ellerin den öper öğretmenler gününü kutlarım...

Tüm emeklerine o kadar zor şartlar da çalışan öğretmenlerimiz sene de bir gün olsa hatırlanmayı en çok hak edenler olarak ''ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ '' kutlu olsun...  


19 Kasım 2011 Cumartesi

HOŞ SOHBET



Güzel bir duygu kitabını okuduğun yazarla tanışmak... Yeni kitaplarını imzalatmak... Sohbetlerin en güzelini ve en keyiflisini yapmak...

Ama öncesi var bir de bugünün... Ablamla buluşacağız bizim mekan da... Her zaman ki gibi bekledim yine kendilerini...Vaktimiz vardı dolaştık biraz Bülent bey'i arayıp adresi almak için... Malum çok gezilecek yeri vardır ulusumuzun:) Sonrasında kızılaya gittik İhtiyar kitap ve cafenin olduğu sokağa... Tanıttık kendimizi önce Bülent bey'e malum biz tanıyoruz kendisini ama o bizi...Ardından da başladı keyifli sohbetimiz...

Daha sonra Hakan ALBAYRAK ve Ebubekir KURBAN geldi... Başından geçen keyifli bir anısını anlatıyordu Ebubekir KURBAN... Gülümsetti hepimizi...

Ebubekir KURBAN ve Arkadaşı
Tanışmanın verdiği keyifle teşekkür ederek ayrıldık... Bir daha görüşmek dileğiyle... 

14 Kasım 2011 Pazartesi

BİTANE DAYIMDIN

8 KASIM


Hiç mi hiç sevmediğim bir gün 8 Kasım... Birtane DAYIMI aldı bizden, sevenlerinden...


En sevdiğim resmi... Alican gibi... Adı gibi... ALİ ÖZOĞLU... Allah mekanını cennet etsin dayıcım...

5 Kasım 2011 Cumartesi

YARIN BAYRAM


Hep rahmetli BARIŞ MANÇO gelir aklıma bayram deyince... Bu gün bayram erken kalkın çocuklar....Giyinelim en güzel giysilerimizi... Elimiz de taze kır çicekleri...Üzmeyelim bugün ANNEMİZİ... Sevdiklerimizle nice bayramlara inşaAllah...

2 Kasım 2011 Çarşamba

YORGUNUM DOSTLAR


Geçtiğimiz günlerin ruhu yoran, herşeyi sorgulamamıza neden olan o üzücü, can yakıcı, iç acıtıcı günlerinin ardından bedenim de yorgun bu aralar, fazlasıyla hem de...

Geçici olmasını tüm kalbimle umduğum, dilediğim, istediğim yeni çalışma yerim o kadar yoğun oluyor ki, 4 kişilik ekip sırayla hem akşamları, hem de haftasonları çıkış saati belli olmayan nöbetlere kalıyoruz ve tabi böyle olunca da sinir nöbetleri geçiriyoruz.

Görsel tam da şu an çalıştığım kurumdaki durumu anlatıyor bence. Kimileri ben gibi yoğun tempoyla çalışırken kimileri de yan gelip yatıyor biliyorum. Tam bu noktada Aynur Ablam'ın şuradaki yazısına ve ona taş atmak istiyorum ama bir ay öncesine kadar aynı odada, aynı rahatlıkta çalıştığım için vereceği cevaptan korkuyorum da :)

Fırsat bulup bloglara da giremiyorum ki şöyle neler olmuş, neler konuşulmuş haberdar olayım :( Ayrıca beni merak edip soran arkadaşlarıma da buradan teşekkür ediyorum.

Son durumum kısaca şöyle:

Çalışıyorum...Hiç çalışmadığım kadar :)
Yoğunum...Günleri unutacak kadar :)
Yorgunum...Hiç olmadığım kadar :)

19 Ekim 2011 Çarşamba

SÖZÜN BİTTİĞİ YER


Sabah gazete okumasaydım keşke... Bu yazıyı da yazmasaydım...''26'' can... Nasıl dayansın o annelerin yüreği nasıl... Hain saldırı diyeceğiz yine... Bir kaç gün sonra...

DUYARSIZ BLOG SAHİPLERİNİN DİKKATİNE:
Bu gün bari özeliniz den bahsetmeyin...


7 Ekim 2011 Cuma

İYİ Kİ DOĞDUN KUZUM...


Bugün kuzumuz 11 yaşına bastı...Doğum günü pastamız da bloğuma çok yakıştı :))






Hediyesiz doğumgünü olmaz tabi...Bunlar da kuzumuzun yeni cicileri...


Daha geçen gün eski fotoğraflara bakarken henüz 1 yaşındaki halini yayınlamıştım burada. Onun bu kadar büyüdüğünü görünce anlıyorum ki zaman hızla akıp geçiyor.

Hayatında hep güzellikler olsun birtanem...Yüzün hep gülsün...
Doğum günün kutlu, bütün hayatın mutluluklarla dolu olsun...

ÖZLEDİM...


Zamanımızın çoğunluğunu işyerinde geçirdiğimiz için çalışma hayatı önemlidir. Aslında çalışma hayatındaki insanlar önemlidir. Ben de son iki senedir benim için en önemli insanlardan biri olan Aynur Ablamla çalışıyorum. Aslında yaşıyorum demem daha doğru olur. Çünkü birlikte yediğimiz, içtiğimiz, sohbet ettiğimiz, misafirlerimizi ağırladığımız kendi evimiz gibiydi odamız. İşte ben böyle güzel bir ortamdan ve tabi ki Aynur Ablamdan ayrılmak zorunda bırakıldım. İstemiyorum demem bile yeterli olmadı...Belki inandırıcı gelmez ama boşlukta kaldım... Hem abla, hem en iyi öğretici, hem de her zaman her şeyime koşturan... Şimdi ben kime "ya Aynur Abla..." diye başlayan cümleler kuracam :(

Ablacım hani sadece yemek konuşuyormuş gibi olmayım ama sen hep diyorsun ya bana "tok evin aç kedisi" diye...İşte o kedi senin tostlarını, yemeklerini :) tabi ki sohbetlerini ve en çok da seni özledi...

Tekrar gelemeyeceğim diye birşey düşünmek istemiyorum asla...Giderken geri geleceksin sözüne güvenmek zorundayım... İnşaAllah en kısa zamanda yine birlikte çalışmaya başlarız ve o zaman hemencecik gelir...

30 Eylül 2011 Cuma

MEMLEKET HAVASI


Geçen hafta kızkardeşimin dolduruşuna gelip bir hızla izin aldım. Aynı anda izin kullanalım ki beraber vakit geçirelim dedik. Hatta bir de memlekete doğru yol alalım da oradaki büyüklerimizi de dünya gözüyle bir kere daha görelim diye karar verdik...vermesine de kızkardeş her zamanki gibi beni yarı yolda bıraktı. Madem karar verildi, dönmek yok diyerek ben de planı uygulayıp tuttum memleketimin yolunu...Tabeladan da anlaşılacağı üzere Oğuzlar...Çorum'un Oğuzlar'ı :) 


Böyle yıkık dökük, izbe görüntüsüne bakıp da sanmayın ki kimsecikler yok oralarda...Hepsinde ne yaşanmışlıklar, ne hayatlar saklı kimbilir...Fotoğraflarını çekerken bu köyevlerinin, soğuk beton binalardan daha sıcak geldiğini hissettim. 


Teyzem ve eniştemin resimlerini de buraya koymadan olmaz elbet. Tam 58 yıldır, hayır hayır yanlış yazmadım tam 58 yıldır birbirlerine can yoldaşı onlar. Şimdikilerin bir varmış, bir yokmuş misali evliliklerini düşününce, birlikte yaşamak için ne kadar da uzun zaman bu böyle demeden edemiyor insan değil mi?


İlçemizde bulunan Obruk Barajı'nı görünce sahil kentine gelmiş gibi hissettim kendimi :)
Hayatımın ilk tatilini bu yaz Aynur Ablamla gerçekleştirdim ya, tadı ne kadar damağımda kaldıysa bir o kadar da çabuk alışkanlık yaptı dedim kendi kendime :) Bir anlık da olsa tekrar gittim geldim bayramımızın şeker tadında geçirdiğimiz tatiline...


Yalnız çıktığım memleket yolculuğundan yine yalnız olarak döndüm. Ama bu kez yanımda orada günlerimi geçirdiğim birçok güzel insanın hafızama kaydettiğim birçok güzel görüntüsü ve bana hissettirdikleri birçok güzel duygu da vardı.

16 Eylül 2011 Cuma

İNADINA GÜLMELİ



Ne zaman dışarı çıksam hep mutsuz insanlar... Bloglar da aynı öyle mutsuz, uykusuz ve depresif... Gülmeyi çok seven biri olarak içim kararıyor her dışarı çıktığımda... Evet hayat zor kimbilir neler yaşıyorlar iç dünyalarında...Yılların izini okuyorsun hemen gözlerde, derin çizgilerde...Ama yine de ufak bir tebessüm...
Dün ben de zor bir gece geçirdim...Uyumayı seven biri olarak dön babam dön yatakta... Neler neler düşünmedim ki...Hayellerim, sevinçlerim, acılarım, yaptıklarım, beklentilerim...Saymakla bitmez... Sağa döndüm olmadı. Sola döndüm o hiç olmadı...Zor da olsa uykuya daldım...
Yeni bir güne başladım... UMUTLA... SEVGİYLE...

13 Eylül 2011 Salı

ÖLMEDEN ÖNCE

Deeptone ve Pembe Kereste mimlemişler beni... Her ikisine de teşekkür ederim...

Konusu : Ölmeden önce mutlaka yapmak istediklerin...

1- Kutsal Toprakları görmek



2- İstanbul'u görmek isterim bir de... Şu an İstanbul'da oturanlar ne yapacaksın İstanbul'u diyebilirler ama o şehri de görmek istiyorum işte...



Mimlediklerim:
Aynur (Küçük Hala):
http://yigitkartal.blogspot.com/

Aptal Dörtlü:
http://gurbuztambircanavaaar.blogspot.com/

Karınca'nın Küresi:
http://pitpitent.blogspot.com/

Efe ile Hayat:
http://efeilehayat.blogspot.com/

9 Eylül 2011 Cuma

BİLEN SÖYLESİN


Ben mi bilmiyorum sevmeyi... ya da sevgimi göstermeyi? Ya da olması gerekeni ben biliyorum da bilen mi çıkmıyor karşıma... Bir insan sevgisini nasıl ifade eder, nasıl gösterir? Gerçekten soruyorum, bilen varsa söylesin? Sesin sözlere verdiği ruhu hissetmeden günlük çekilen üç, beş mesajla mı ifade edilir sevgi? Kalıplaşmış kelimelerle ve cümlelerle mi anlatılır? Her anını onunla paylaşmayı isteyerek ve her fırsatta görmek için çabalayarak gösterilmez mi sevgi? Söyleyin lütfen, hadi yardımcı olun bana... Zaten beynim bu günlerde hiç bana yardımcı olmuyor, olmamak için de direniyor...Çatışıyor kalbim ve beynim...Nasıl olur da bir insan bu kadar imkan varken sadece mesaja sıkıştırır sevgisini...Aklım almıyor...Hani insanlar konuşarak anlaşırdı?...Hani iletişim insanlar arasındaki en önemli şeydi?
Sevgi adına olması ya da olmaması gerekeni, istemediklerimi ya da isteklerimi net anlatabilmek için kapsama alanımı daha nasıl genişletebilirim ki?

6 Eylül 2011 Salı

5 EYLÜL


DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN MELEĞİM....

NİCE YILLARA...

HEP BERABER...

Görüntüsü gibi masum olduğunu sanmayın :) Bir de evde görün hanımefendiyi:) Offf offf neler çektiğimi siz düşünün artık... Şaka şaka... O bir Melek... O bir içine kapanık... O bir depresif (bu aralar)... 

Hayatından mutluluk, neşe ve güzellikler eksik olmasın Sevgili Kardeşim...




5 Eylül 2011 Pazartesi

HİÇ BİTMESEYDİ

Şimdi şezlongta olmak vardı...


Şimdiden çok özledim... Tatil ve tatil arkadaşlarımı...Selinnur, İlknur, Niyazi Abi ve enerjisi hiç bitmeyen süper Aynur Ablam... Her güzelliğin bir sonu olduğu gibi bu da bitti... En güzel anılarla...Ha bu arada yüzmeyi öğrendim :) (kolluklarımla)




İşte günün en güzel saatleri... Tekne turumuz...




Burası da Silifke...



26 Ağustos 2011 Cuma

KADİR GECESİ




On bir ayın sultanı olan bir Ramazan ayını daha geride bırakıyoruz...Güzel kitabımız Kuran-ı Kerim'in indiği bu mübarek gecede bütün dualarımızın kabul olması dileğiyle...

24 Ağustos 2011 Çarşamba

İLK MİM' İM...



Blogta yeni olduğum için çok fazla bilgim yok mim ile ilgili... Yine de elimden geleni yapmaya çalıştım...

En Fedakar Blogger       :  http://yigitkartal.blogspot.com/
En İyi Tasarım Blogger  : http://macheriepluie.blogspot.com/
En Hamarat Blogger      :  http://birtutamkekik.blogspot.com/
En Akıcı Blogger            :  http://leylakdali.blogspot.com/

23 Ağustos 2011 Salı

NE ÇELİŞKİLİ İFADELER...


Benim saçlarıma karları yağdıran
Senin de yüzüne çizgiler doldurur
Tükenmez inan ki aşktır var olan
Ne yaptımsa beni bırakmadı sevdan

Boşver üç günlük dünyayı
Ben seninim sevgilim
Sevip sevilerek ölelim
Bazen sıcak bazen soğuk
Ayrılmadan...
Sensiz asla yaşayamam...

Dün cep telefonuma mesaj olarak geldi bu sözler. Ne kadar da samimi, sevgi dolu değil mi? Bilmiyorum kime ait...Daha doğrusu asıl duygularını bu denli güzel ifade edip yazan kim, onu bilmiyorum. Sadece gönderme işlemini yapan kişinin bunları bana yüreğinin ta derinliklerinden gelerek söylediğine keşke inanabilseydim...Ama ne beynim, ne de kalbim buna kanaat getirmiyor. Dediğim gibi işte...Sadece gönderilmiş ve öylece de kalmış kelime yığınları olarak duruyor cep telefonumun mesaj kutusunda...İsterdim ki kalbimin dört odasının duvarlarında onun sesiyle yankı bulsaydı her kelimesi. Bu güzel sözler kadar gerçek olsaydı duygular, ifadeler, hissedilenler ve herşey...Keşke, keşke...

21 Ağustos 2011 Pazar

BİTANESİ BEHRE

Kuzumuz iki aylık burda...
En beğendiğim resmi Behre'nin...




 Ve kuzumuz bir yaşında....
 Teyzeleriyle...
 Hayatta elinden düşürmezdi... Emziği ve bezi...